Dupuytren Hastalığı Tedavisi İzmir

Dupuytren hastalığı tedavisi İzmir; nadir görülen bir hastalık olan ve elleri, el parmaklarını etkileyen Dupuytren kontraktürünün neden olduğu sorunları gidermek için yapılır. Dupuytren hastalığı, nadir görülen bir el deformitesidir. Genellikle ilerleyici özelliktedir. Bu nedenle başlangıç aşamasında hafif olan semptomlar zaman içerisinde kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyecek, el parmaklarının kullanılmasını tamamen engelleyecek duruma gelebilir. Dupuytren hastalığı olan hastalarda parmakla avuç içerisine doğru bükülür. Kişi kendi isteği ile parmakları düz hale getiremez. Bu nedenle cisimleri kavramak, tutunmak ve yazı yazmak gibi günlük yaşam aktiviteleri olumsuz etkilenebilir.


Dupuytren hastalığı tedavisinde ise hastalığın seyrine göre farklı yaklaşımlar tercih edilebilir. İzmir Dupuytren hastalığı tedavisi hakkında daha fazla bilgi için Prof. Dr. Cenk Demirdöver’ in kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.

Dupuytren Hastalığı Nedir?

Tıp literatüründe “Dupuytren kontraktürü” olarak da bilinen bu rahatsızlık, oldukça nadir görülür. Proksimal interfalangeal ve metakarpofalangeal eklem gibi parmak eklemlerinin esnek bir pozisyonda, kalıcı olarak sabitlenmesi ile oluşur. Avuç içi derisinde belirginleşmeye başlayan ve sertleşmiş bir nodüle benzeyen bu çıkıntı zaman içerisinde bölgede fibrotik bir doku bandı oluşturur. Bunun sonucunda da parmaklar avuç içine doğru çekilmeye başlar ve kişi kendi isteği ile parmakları hareket ettiremez.

Dupuytren Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Dupuytren hastalığının başlıca belirtisi avuç içi bölgesinde oluşan deri büzüşmesi ve şişliktir. Bölgedeki eklemlerin anormal şekilde sertleşmesi, avuç içerisinde ince uzun bir hatta benzeyen, kalın bir çıkıntının oluşmasına neden olur. Zaman içerisinde de parmak hareketleri kısıtlanır ve parmakları ayırmak imkânsız bir hal alabilir. Dupuytren hastalığı genellikle her iki elde birden görülür. Avuç içerisinde çıkan nodüller ağrısızdır. Belirtilerin şiddetinin artması zaman alabilir ve bu süreç her hasta için farklı olabilir.

Dupuytren Hastalığı Kimlerde Görülür? Kimler Risk Grubundadır?

Rahatsızlık genellikle beyaz ten rengine sahip kişilerde görülür. Bununla birlikte erkekler de risk grubundadır. Tutulum tek elde olduğunda genellikle sağ el etkilenir ve en çok 4. – 5. parmakları etkiler. 50 yaşın üzerindeki hastalarda daha sık görülür. Bununla birlikte:

  • Tekrarlayıcı minör travmalar
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Şeker hastalığı
  • Sigara kullanımı
  • Bazı sistemik hastalıklar
  • Genetik faktörler
  • El travması gibi etmenlerin de hastalığın ortaya çıkışında risk faktörü olduğu düşünülmektedir.

İzmir Dupuytren Hastalığı Tedavisi Nasıl Yapılır?

Dupuytren hastalığı tedavisinde hastanın ihtiyaçlarına göre farklı yaklaşımlar benimsenebilir. İlk evrelerde genellikle cerrahi dışı tedavi tercih edilir ancak ileri safhalarda cerrahi tedavi de gerekebilir. Dupuytren sendromunun ameliyatsız tedavisinde steroid ve ilaç enjeksiyonu ile oldukça başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Steroidler, özellikle ağrılı yumruların tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Steroidler, antienflamatuar etkisi ile ağrının azalmasına yardımcı olup bölgeyi rahatlatır. Bazı hastalarda ise hastalığın ilerlemesini ciddi ölçüde rahatlatabilir. Benzer şekilde el uyuşmasını azaltmak ve bölgedeki dokuyu bölmek için özel ilaçlar da kullanılabilir.

Cerrahi tedavi prosedüründe ise bölgeye bir kesi yapılır. Bu keşiden kalınlaşmış doku çıkarılır ve parmakların hareket açıklığının korunması amaçlanır.

İzmir Dupuytren Hastalığı Tedavisi

Dupuytren hastalığı, nadir görülen ve hastaların yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşürebilen bir rahatsızlıktır. Başlangıçta küçük boyutlarda olan yumru zaman içerisinde büyür ve ellerde ciddi şekilde hareket kaybına neden olabilir. Bu nedenle hastalığın tedavisinin erken evrelerde yapılması, erken dönemde ilerlemesini engelleyecek önlemlerin alınması çok önemlidir. İzmir Dupuytren hastalığı ve tedavisi hakkında daha fazla bilgi için kliniğimizi arayabilir ve Prof. Dr. Cenk Demirdöver’ den randevu alabilirsiniz.

Prof. Dr. Cenk Demirdöver